Quelle est la position de Joe Biden sur le changement climatique ?

Joe Biden, iklim değişikliğini gezegenin geleceği için varoluşsal bir tehdit olarak görmektedir. Göreve geldiğinden bu yana, çevre politikalarını hayata geçirme konusunda iddialı bir taahhüt de bulunmuştur; bu politikalar, sera gazı emisyonlarını azaltmayı ve yenilenebilir enerjilere geçişi teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Yönetimi, önemli adımlar atmış olmasına rağmen, fosil yakıtlar ile ilgili çıkarlar ve iç siyasi direnç gibi zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır.

Joe Biden, iklim değişikliğine karşı kararlı bir duruş sergilemektedir ve bunu varoluşsal bir tehdit olarak nitelendirmektedir. Başkanlık koltuğuna oturduğundan beri, bu sorunla mücadele etmek için iddialı önlemler açıklamıştır. İklim değişikliği sadece bir çevre meselesi değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal bir meydan okumadır. Biden, sere gazı emisyonlarının etkisini azaltmayı hedefleyen politikaların sürdürülebilir bir gelecek sağlamak için elzem olduğunu anlamıştır. Çabaları, Amerika Birleşik Devletleri’ni ve diğer ülkeleri somut uygulamalar etrafında bir araya getirmeyi amaçlayan kapsayıcı ve küresel bir yaklaşımın parçasıdır.

Biden’ın girişimleri, yenilenebilir enerji ve ekolojik altyapılara eşi benzeri görülmemiş yatırımlar içermektedir. *Yeşil enerjileri* Amerikan stratejisinin merkezine yerleştirme planı, sadece emisyonları azaltmakla kalmamalı, aynı zamanda sürdürülebilir iş fırsatları sunmalıdır. Bu politika, fosil yakıt bağımlılığı ile ilgili sorunların çözümü için teknolojik yenilik üzerine de vurgu yapmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri’nin uluslararası müzakerelerdeki pozisyonunu yeniden tesis ederek, Biden güçlü küresel taahhütler ilham vermeyi hedeflemektedir.

Biden’ın çevre politikalarının somut örnekleri nelerdir?

Biden yönetimi altında, iklim politikalarını güçlendirmek için birçok yasa ve düzenleme kabul edilmiştir. Örneğin, 2021’de onaylanan Altyapı Yatırımı ve İstihdam Yasası önemli miktarda fon tahsis ederek, sadece eski altyapıyı modernize etmekle kalmayıp, aynı zamanda ekolojik önlemler içermektedir. Ancak, daha az kirletici bir ekonomiye geçiş, zorluklar olmadan mümkün değildir. Birçok siyasi grup, maliyetlerinin aşırı olduğu düşünülen taahhütlere karşı çıkmaktadır. Ayrıca, *Amerikan Yüksek Mahkemesi*, son zamanlarda bazı iddialı eylemleri engelleyerek, yönetimin hızla ilerleme yeteneklerini kısıtlamıştır. Bu karşıt görüşler, Biden’ın harekete geçmeye çalıştığı bağlamın bir parçasıdır.

Biden’ın iklim değişikliği konusundaki eylemleri, yerel girişimler halinde de şekillenmektedir. Örneğin, topluluklar sürdürülebilirlik ve çevresel dayanıklılığı artırmayı hedefleyen programlar geliştirmeye teşvik edilmiştir. Çeşitli eyaletlerde yenilenebilir enerji üretim kapasitesinin artırılmasına yönelik projeler, fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltma konusundaki kararlılığı göstermektedir. Bu çabalar, kamu sağlığı ve çevrenin korunmasını amaçlayan daha sıkı kirlilik emisyon standartlarının getirilmesiyle bir arada yürütülmektedir.

Amerika Birleşik Devletleri’nin küresel sahneye dönüşü kesin mi?

Joe Biden, 2021’de Paris Anlaşması’na geri dönerek, Amerika Birleşik Devletleri’nin iklim değişikliği ile küresel mücadelede yeniden taahhüt etme isteğini gösterdi. Bu dönüş, ısıtma etkilerini azaltmak için diğer ülkelerle ortaklıklar kurmayı amaçlayan stratejik bir yaklaşımın göstergesidir. Amerika Birleşik Devletleri, iklim konusundaki uluslararası tartışmalarda bir lider olmayı ve gelişmekte olan ülkelerin sesini duyurmayı hedeflemektedir.

Bu bağlamda, harekete geçme noktalarını değerlendirmenin önemli olduğu söylenebilir, bunlar arasında:

  • İklim felaketleri karşısında savunmasız ülkelere destekleme amacıyla finansman mekanizmalarının güçlendirilmesi.
  • Diğer uluslararası ülkelerle yeşil teknolojileri paylaşma amacını taşıyan ikili girişimlerin başlatılması.
  • *İklim hedeflerinin* benimsenmesi için artan uluslararası işbirliğinin teşvik edilmesi.

İklim planının uygulanmasında hangi engeller var?

Joe Biden’ın kararlı niyetlerine rağmen, çeşitli faktörler iklim stratejisinin uygulanmasını zorlaştırmaktadır. Hem iç hem de dışsal olan bu engeller, işi zorlaştırmaktadır. Bu engeller arasında siyasi kutuplaşma önemli bir rol oynamaktadır. Cumhuriyetçi Parti’nin birçok üyesi, aşırı iddialı veya ekonomik olarak olumsuz etkileri olan önlemlere karşı çıkmaktadır. Bu ayrım, yönetimin çevre önceliklerini ilerletme kapasitesi üzerinde doğrudan bir etkiye sahiptir.

Ek olarak, enerji geçişlerinin geleneksel sanayideki ekonomik etkileriyle ilgili endişeler yaygındır. Petrol ve gaz üreten eyaletler, kendi çıkarlarına zararlı olduğu düşünülen düzenlemelere karşı çıkmaktadır. Ekonomik gerekliliklerle çevresel zorunluluklar arasında bir denge sağlamanın gerekliliği, Biden için hedeflerine ulaşma konusundaki sürekli zorluklardan biridir.

Biden yönetiminin iklim mirası ne olacak?

Biden yönetiminin iklim mirası, büyük ölçüde siyasi zorlukların üstesinden gelme yeteneğine ve iddialarını somutlaştırma kapasitesine bağlı olacaktır. Amerikan çevre girişimlerinin geleceği, somut eylemler ve ölçülebilir sonuçlar üzerine inşa edilecektir. Yenilenebilir enerjiye geçişi teşvik eden politikaların benimsenmesi ve yeşil altyapının güçlendirilmesine yönelik kararlılık, belirleyici unsurlar olacaktır. Sonuçta, Biden’ın mirasının değerlendirilmesi, gerçekleştirilen değişimlerin sürdürülebilirliği, diğer ülkelerle yapılan anlaşmalar ve toplumun çevresel zorluklara karşı tepkisi gibi faktörlere bağlı olacaktır.

Bu politikaların gerçek etkisinin değerlendirilmesi, aşırı iklim olaylarından en çok etkilenen *toplulukların* dayanıklılığı ile de ölçülebilir. İddialı ve ulaşılabilir iklim hedefleri etrafında bir uzlaşma yaratma kapasitesi, Joe Biden’ın çevresel alandaki başkanlık dönemini kesinlikle belirleyecektir.

@curieuxlive

“Le changement climatique, ça existe pas” Des messages comme celui-ci, on en voit de plus en plus. Les climato-sceptiques sont nombreux, et certains font même partie de la communauté scientifique. Au contraire, parmi les personnes impliquées contre le déni du réchauffement climatique, @Corentin Duval nous présente Valérie Masson-Delmotte et ses travaux. Avec le soutien du Ministère de l’enseignement supérieur et de la recherche climat environnement incurieuxwetrust

♬ son original – Curieux

Joe Biden’ın iklim değişikliği konusundaki tutumunun açık bir şekilde ifade edildiği, bu varoluşsal tehdite karşı somut eylemler başlatma isteğinin net bir şekilde temsil edildiği görülmektedir. Yönetimi, sera gazı emisyonlarını azaltmak için iddialı bir plan gerçekleştirerek, Amerika Birleşik Devletleri’nin küresel ısınmayla mücadele alanına geri dönüşünü simgelemektedir. Bu plan, görev süresinin başında verilen bir sözün sonucudur ve Amerikan çevre politikalarını yeniden tanımlama kararlılığını göstermektedir.

Ancak, engeller hala mevcuttur. Enerji geçişi ve fosil yakıtların kullanımdan kaldırılması konularında eleştiriler yapılmaktadır. Biden’ın çevresel bilançosu bazı yönlerden olumlu olsa da, hedefleri hukuki kararlar ve siyasi muhalefetle engellenmektedir. Amerika Birleşik Devletleri, iklim hedeflerine ulaşmaya çalışırken, fosil yakıtların hala baskın bir rol oynadığı iç bağlamda seyahat etmek zorundadır. Bu ikilem, enerji tüketimi ile çevresel girişim arasında bir denge kurmanın önemini vurgulamaktadır.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
UMP Lycées - Média politique et éducatif
Gizliliğe genel bakış

Bu web sitesi, size mümkün olan en iyi kullanıcı deneyimini sunabilmek için çerezleri kullanır. Çerez bilgileri tarayıcınızda saklanır ve web sitemize döndüğünüzde sizi tanımak ve ekibimizin web sitesinin hangi bölümlerini en ilginç ve yararlı bulduğunuzu anlamasına yardımcı olmak gibi işlevleri yerine getirir.